• Turkish
  • English

2018 Güz döneminde Sosyoloji Bölümü için bir ilk olan Sosyal Girişimcilik Günleri gerçekleştirildi. Bu organizasyon için bölümümüze öncülük eden hocamız Ayça Altıntığ ile öğrencilerimiz bir söyleşi gerçekleştirdiler. Küresel finans konusunda çalışmalar yapan ve bölümümüzde “Modernleşme, Küreselleşme ve Türkiye” dersini veren Ayça Altıntığ ile sosyal girişimcilik ve başkanı olduğu Association of Turkish Americans of Southern California (Güney Kaliforniya Türk Amerikan Derneği) ile ilgili öğrencilerimizin yaptığı sohbeti paylaşıyoruz.

 

Eğitim hayatınız hakkında bizleri bilgilendirebilir misiniz?

Üsküdar Amerikan Kız Koleji’nin ardından Boğaziçi Üniversitesi İşletme Bölümünü bitirdim. Üniversiteyi bitirir bitirmez Amerika’ya yüksek lisans ve doktora için gittim. Louisiana State University’de Finans konusunda yüksek lisans ve doktoramı bitirdikten sonra Amerika’da akademik hayata atıldım. Her akademisyen gibi benim de eğitim hayatım aslında hiç bitmedi.

Lisans eğitimi yıllarınızda ileride akademik olarak ilerleme kararınız var mıydı?

Aslında lisans yıllarımda pek çok İşletme bolumu öğrencisi gibi ben de özel sektör hayatına daha okul yılları devam ederken başlamıştım.  Özel bir yabancı şirketin Türkiye merkezinde stajlarla başlayıp sonra part-time çalışmaya başlamıştım. Ancak aynı zamanda da hem özel ders veriyordum hem de akademik merakım azalmamıştı.  Özel sektördeki çalışma saatlerim arttıkça özel sektör kurumsal yaşamının pek bana göre olmadığını anladım. Hem akademik olarak merakımı ve kendimi geliştirme ihtiyacımı karşılamıyordu, hem de ders anlatmayı çok sevdiğimi fark etmiştim. Doktora fikri de üniversite son sınıfta kurumsal hayatin tam zamanlı nasıl olacağını anlamam ile beraber hızla şekillendi. 

Başkanı olduğunuz ve köklü bir dernek olan Association of Turkish Americans of Southern California’nın kuruluş amacından ve faaliyetlerinden bahsedebilir misiniz?

Amerika'nın pek çok yerinde oralarda yerleşik yasayan Türklerin, hem Türk toplumunu ve kültürünü Amerika’da tanıtmak hem de bölgelerindeki Türk kökenli insanları bir araya getirerek Türk-Amerikan toplumunun gelişmesini sağlamak için kurulan dernekler var. ATASC de ayni şekilde Güney Kaliforniya bölgesinde (Los Angeles, Orange County, San Diego, Santa Barbara bölgelerini kapsayan alan) 1953 yılından beri benzer amaçlarla hizmet veriyor.

ATASC benzerlerinin içinde en büyük olan derneklerden biri. Bir yandan çok büyük bir coğrafi bölgedeki Türk asıllı toplumu bir araya getirmeye çalışırken bir yandan da hem Türkiye hem de Amerika’daki pek çok sosyal konuda yardım faaliyetlerinde bulunuyoruz. ATASC derneği aslında bölgedeki Türk asıllı fertlerin her tur ihtiyacına koşuyor ve onları birada tutan en önemli güç olarak çalışmaya devam ediyor.Hizmet verdiği coğrafi alanın ve hizmet alanlarının genişliği sebebiyle bir çatı dernek olarak çalışıyor. Bütün coğrafi bölgelerde (Los Angeles, Orange County, Ventura County ve San Diego olmak üzere) ayrı ayrı hizmet veren yerel kolları mevcut derneğin. Bu kolların her biri kendi bölgelerindeki Türkleri bir araya getirip, Türk kültürünü, geleneklerini, yemeklerini Amerikalılara tanıtmak aynı zamanda Türkler için önemli olan milli bayramların ya da diğer günlerin kutlanmasını sağlamak gibi hizmetler veriyor.Örneğin 23 Nisan’da Güney Kaliforniya’da aynı anda 4 değişik yerde toplamda 1000 kişiden fazla katilim sağlanan 4 kutlama yapılıyor.

Bunların yanı sıra ATASC çatısı altında hizmet veren 3 özel projeler ile uğraşan derneğimiz daha var. Bunların biri Kaliforniya’da Atatürk projeleri gerçekleştiriyor. Şubat ayında Los Angeles bölgesinde Türk evimizi açacağız. Diğeri yardım paraları toplayarak hem Türkiye'de hem Amerika’daki yardıma muhtaç kişilere ve kurumlara yardım ediyor. Türkiye'de (CYDD, TEV, AKUT, TEMA vb) yardım kuruluşlarına ya da direkt olarak ihtiyaç olan okullara yardım ederken Amerika’da da kor çocuklar okulu, evsizlere yardım gibi projeler devam ediyor. Bu özel proje kollarımızın diğeri de Türkiye'deki kardeş derneği Değişim Liderleri Derneği ile beraber Yeditepe Üniversitesi'nce sosyal girişimcilik günlerimize katılan Turkish Women’s Inititative. TWI da üniversitede okuyan genç kadınlara liderlik eğitimi vererek Türkiye'de var olan bir boşluğu doldurmayı hedefliyor.

Sizin ATASC’ye katılma amacınız nedir? ATASC ile birlikte gerçekleştirmek istediğiniz etkinlikler ve hedefleriniz nelerdir?

Yaklaşık olarak lise yıllarımdan beri devam eden bir sosyal sorumluluk ve sosyal yardım tarafım var.  Yurt dışında uzun süre yaşayınca da doğal olarak hem orada yaşayan kendi toplumuma hem de oradaki imkanlar ile Türkiye’de ihtiyacı olan kişilere yardım etmek istedim.  ATASC de benim yaşadığım bölgede Atatürk ilkelerine bağlılığı ve de gençlere ve kadınlara verdiği önem ile benim için ön plana çıktı. Derneğimizin alt kollarından ikisi tamamen kadın aktiviteleri ile ilgili ve de derneğimize bağlı çocuklarımızı ve gençlerimize Türk dilini, kültürünü, tarihini öğretmeyi ve de Amerika’da yaşayan gençleri Atatürk ilkeleri ışığında modern global Türk insanları olarak yetiştirmeyi amaç edinmiş gönüllü okullarımız mevcut.

Amerika’da sizin de yakından etkileşim için de olduğunuz birden fazla Türk okulu var. Bu okulların eğitim sistemi hakkında bilgi verebilir misiniz?

Benim Amerika’da etkileşim içinde bulunduğum Türk okulları ATASC derneğimizin yerel kollarının gönüllüleri tarafından orada büyüyen Türk kökenli çocuklarımıza Türkçe, Türk kültürünü ve tarihini öğretmek, aynı zamanda onları Atatürk ilkeleri ışığında modern global Türk insanları olarak yetiştirmeyi amaç edinmiş hafta sonu okullarıdır.  Amerika’da pek çok göçmen topluluğunun ve yabancı kökenli kültürün benzer şekilde kurulmuş kendi dillerini ve kültürlerini öğretmeye yönelik hafta sonu okulları mevcut. Bizim dernek gönüllülerimiz de kendi kişisel vakitlerinden ödün vererek Güney CA’nın çeşitli yerlerinde büyüyen Türk çocuklarına bu imkanları sunmaya çalışıyorlar.

Amerika’daki bu Türk okullarının Türkiye’deki eğitim sistemiyle benzerlikleri ve farklıları nelerdir?

Bu okullar tam zamanlı okullar değiller. Çocuklar tam zamanlı şekilde normal eğitim sistemindeki okullarına devam ederken aynı zamanda hafta sonları yarım gün içinde onlara kendi dillerini kültürlerini aşılamaya çalışan gönüllü oluşumlardır. Bu açıdan düzenli bir eğitim sistemine bağlı olan okullarla çok benzerlikleri yok. Matematik, fen öğretmek gibi bir amacı yok okullarımızın. Zaten hafta sonu okulları olarak ve tamamen gönüllüler tarafından yönetildikleri için böyle bir imkanları da yok.

Eğitim daha çok şu yönlerde:

- Türkçeyi evinde çok iyi derecede konuşan çocukların, Türkçe okuma yazma öğrenmeleri ( Bir bakıma hem ikinci dil gibi hem de anadil gibi)

- Evinde Türkçe konuşulmayan Türk kökenli çocukların Türkçe öğrenmeleri, okuma yazma öğrenmeleri ve Türk tarihini öğrenmeleri

- Güney CA’da yaşayan Türk kökenli çocukların kendi kültürlerinin, tarihlerinin ve bayram kutlamalarının nasıl olduğunu öğrenmeleri. Örneğin: 23 Nisan, 29 Ekim ve 10 Kasım törenleri okullarımız için çok önemlidir çünkü Amerika’da büyüyen çocukların bunları öğrenmek için başka olanakları bulunmamaktadır.

- Aynı zamanda yabancı bir ortamda büyüyen çocukların ve benzer şekilde Türkçe konuşulan aileler ile tanışmasını, daha çocuk yaştan Türk kökenli toplumda bir birliktelik, networking ve toplumsal bilinç oluşmasını sağlamak.

- Türk folklor dersleri, Türkçe müzik, koro çalışmaları gibi olanaklarla da çocuklarımıza yine Türkiye’de büyümedikleri için imkanları olmayan Türk kültürüne ait pek çok özelliğin tanıtılması ve öğretilmesi.

Amerika’daki Türk okulları yaklaşık 12 yıldır faaliyet gösteriyor.  Bu kadar uzun süredir sağlam bir şekilde varlığını sürdürmesini sağlayan etkenler nelerdir?

En büyük sebebi gönüllülerin yürekleri ve de toplumun gerçekten bu hizmete ihtiyaç olması.  Amerika’nın doğu yakasında (New York, Washington DC gibi bölgelerde) Türk okulları uzun zamandır eğitim vermekte. Ayrıca Güney CA’daki ATASC okulumuz da çocuklarımıza 1980lerden beri eğitim veriliyor. Ancak son 12 yıldır coğrafi alanın büyüklüğü ve de Türk aile sayısının artması nedeniyle merkezi okulumuzu kapatarak, bölgede alt kollarımıza bağlı daha çok okul açarak daha fazla aileye hizmet etmeye karar verdik.

Okullarımızın gönüllü yöneticileri, gönüllü öğretmenleri, birçok okul velileri ve dernek çalışanlarından olduğu için onların kendi ihtiyaçlarını göndermek, kendi çocuklarının eğitimini daha iyi hale getirmek için canla başla çalışmaları, kendi işlerinden, ailelerinden, kişisel zamanlarından feragat ederek, bütün kalplerini bu okullara dökmeleri okullarımızı bu kadar başarılı hale getiriyor.  Bütün sihir gönüllülerde.

Lisans eğitiminizi işletme, yüksek lisansınızı ve doktoranızı finans alanında yaptıktan sonra girişimciliğe yönelmenizin sebebi nedir?

Benim girişimciliğe olan ilgim aslında yaşadığım bölgeye bağlı olarak gelişti diyebilirim. Kaliforniya girişimcilik konusunda dünyanın önde gelen bölgelerinden biri olduğu için zaman içinde girişimcilik finansmanı (entrepreneurial finance) dersleri vermeye ve business plan yarışmalarında jüri olarak çağrılmaya başladım. Bu şekilde ilerledi.

Özel olarak sosyal girişimcilikle ilgilenmenizde etkili olan unsurlar nelerdir?

Aslında sosyal girişimcilik dernekçilik ve sosyal sorumluluk geçmişim ile girişimciliğe olan ilgimin güzel bir kesişim noktası. Bir yandan sürekli  ATASC derneğimiz  için  yeni projeler üretmek, bir yandan da öğrencilerimin  iş fikirlerini  ve sosyal girişimcilik fikirlerini dinlemek benim sosyal girişimciliğe olan ilgimi artırdı. Ayrıca Amerika’dan Türkiye için sosyal sorumluluk projesi geliştirmeye çalıştıkça, Türkiye’de değişik işler yapan değişik sosyal girişimciler ve projeleri ile tanıştım. Bu da ilgimi daha çok artırdı.  Şu anda ATASC için ve de şahsi olarak onlarca sosyal sorumluluk projesi ve sosyal girişimci kuruluş ile çalışıyorum. Aslında bu konularla biraz ilgilenmeye başlayınca sosyal medya aracılığı ile yeni oluşum ve fikirlerden haberdar olma imkanı da giderek artıyor. Bu da benim gibi yurtdışında yaşayanlar için çok faydalı bir iletişim ve bilgi edinme yöntemi haline geliyor.

Akademik çalışmalarınızda daha çok hangi alanlara yöneliyorsunuz? Finans alanındaki bilgilerinizi, sosyal girişimcilik alanlarındaki çalışmalarınızda nasıl  kullanıyorsunuz? Çalışmalarınızı bu iki alanı birbirinden besleyerek mi yürütüyorsunuz?

Akademik çalışmalarım daha çok kurumsal finansman ve girişimcilik finansmanı alanlarında. Ancak genel işletme stratejisi üzerine de ana dallar arası ortak çalışmalarım mevcut. Akademik çalışmalarımın sosyal girişimcilik alanında olduğunu söyleyemem. Ancak tabii ki finans bilgim sosyal girişimcilik fikirlerinde ya da dernek çatısı altında gelişen yeni sosyal sorumluluk projelerinde çok faydalı olabiliyor. Kaynak bulmak ya da mali kaynak sahiplerinin sosyal girişimcilik fikirleri ile ilgilenmesini sağlamak için finans bilgisi çok faydalı olabiliyor.

Akademik olarak bu alanlarda mı devam etmeyi düşünüyorsunuz? Akademik hayatınızla ilgili planlarınız nelerdir?

Akademik hayatımda girişimcilik giderek daha çok yer tutmaya başladı ve girişimcilik konulu araştırmalar da yapmaya başladım. Sanırım akademik hayatımda girişimciliğin önemi giderek artarak devam edecek...

Sosyoloji öğrencilerine sosyal girişimcilik alanını önerir misiniz? Sosyal girişimcilik alanında ilerlemeyi düşünen öğrencilere tavsiyeleriniz nelerdir?

Girişimciliğin her alanı çok zor. Fakat bu alanların arasında özellikle sosyal girişimcilik çok zor bir alan. Normal bir iş yaşantısının sağladığı güvencelerin çoğundan yoksun kalıyorsunuz. Ancak tabii ki bir girişimci yaptığı işi severek yapacağı için manevi olarak tatmini de çok daha fazla.

Bence sosyal girişimcilik için en önemli olan şey toplumsal hayatta eksik olduğunu fark ettiğiniz  boşlukları bulmak ve bu eksiklikleri tamamlamak için gereken istek, fikir ve çalışma azmini bir araya getirebilmek. Gençler olarak sizlerin toplumsal olarak ulaşmak istediğiniz servisler, var olmasını istediğiniz olanaklar muhakkak mevcuttur, Ya da “keşke şu da olsaydı” dediğiniz pek çok sosyal eksiklik aslında bir sosyal girişimcilik olanağı. Eğer gönülden bağlı olduğunuz böyle bir sosyal sorumluluk varsa, bu konuda yapacağınız her girişim hem topluma hem de size fayda sağlayacaktır.

Benim bu konuda ilerlemek isteyen herkese söyleyeceğim şey çok basit: Sosyal girişimcilik bir sabır ve inat işidir. Eğer yaptığınız işin, verdiğiniz hizmetin işe yaradığını görüyorsanız o zaman devam edin, inat edin, uğraşın didinin... Başarılı olacak ve fark yaratacaksınızdır. Ancak girişimcilik çabuk vazgeçmeyi kaldırmaz. Bir de en çok yapılan hata, bütün sosyal sorumluluk projelerinde, 'Elimizden bu kadar geliyor.' diyerek profesyonel iş yapmamak. Yaptığınız işi layıkıyla ve de olabileceği en profesyonel şekilde yaparsanız, projeniz çok daha çabuk başarılı olacaktır.

Röportaj: Gaye Özdemir, Cansu Malak, Buse Bayrak

paylaş